30 Eki 2012

Bu Dünürler Size De Tanıdık Gelecek!



Evli olan herkes, kendi annesiyle eşinin annesinin arasındaki çekişmeyi çok iyi bilir! Alttan alttan laf sokmalar, birbirleriyle rekabet etmeler, gözlerini devirerek imalı bakışlar... Vanish yeni kampanyası için çektiği videoda, dünürlerin bu tip komik atışmalarını çok iyi anlatmış! Yukarıdaki videoda birbirini çekemeyen bu iki dünürü siz de izleyebilirsiniz.

En çok sevdiğim şeylerden biri de, dünürlerin söylediklerinin yanı sıra aklından geçenleri de duyabilmemiz... Birbirleri hakkındaki gerçek düşünceleri, videoya büyük ölçüde mizah katmış. Oyuncuların mimikleri de bir o kadar iyi! Parodi tadındaki bu video çok konuşulacağa benziyor.

Üstelik Vanish’in Facebook hayran sayfasında, bu video ile bağlantılı bir aplikasyon da yer alıyor. http://bit.ly/omurbiterdunurgitmez adresine giderek ileride nasıl bir dünür olacağınızı öğrenebilir, pespembe bir çamaşır makinesi kazanma şansı yakalayabilirsiniz!

Bir bumads advertorial içeriğidir.

28 Eki 2012

Cumhuriyetin 89. Yılı Kutlu Olsun

Cumhuriyetin 89. Yılı Kutlu Olsun

Asırlar boyunca dünya tarihinde şanlı sahifeler açmış olan Yüce Türk Milleti , Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 89’uncu yılını kutlamanın coşkusu ve engin sevinci içerisindedir. Cumhuriyetin Seksen dokuzuncu Yılı Kutlu Olsun.

İnsanlık tarihi, milletlerin sarsılmaz ortak iradesiyle kaderlerini kendi elleriyle ve kanlarıyla yazdıklarına çok nadir şahit olmuştur. Bu anlamda Cumhuriyet, Türk Milletinin tarih sahnesinde yeniden dirilişinin adıdır.

Türkiye Cumhuriyeti; Atatürk ışığının aydınlattığı medeniyet yolunda yürümeye devam edecek ve O’nun yaktığı çağdaşlık meşalesi hiç sönmeyecektir.
 Türkiye Cumhuriyeti Devleti, her alanda yaptığı ve giderek gayretlerini arttırarak yapacağı muhteşem ataklarla daha da yücelecek ve nice Cumhuriyet Bayramlarını gururla ve güvenle kutlamaya devam edecektir. Cumhuriyetin 89’uncu yılı; Yüce Devletimize, Aziz Milletimize  kutlu olsun.

KARDEŞLER ARASINDA

 
           

[highlight]Siz çok çok seversiniz. Kardeşiniz olduğu için ona değer verirsiniz. Yardım edersiniz. Onunla konuşmak, eğlenmek istersiniz. Ama o git gide sizden uzaklaşır. Arkadaş çevresine bağlanır. Onlarla eğlenir, güler. Sizinle yaptığı saçmalıkları onlarla yapmaya başlar. Sizinle arkadaşlarını bir araya getirmek istemez. Sizde utandığını düşünüp üzülürsünüz. İçinize atarsınız. Ama unutursunuz. Geçer, üzülmeniz.

Sonra konuşurken onu güldürmek için saçmalarsınız. Kardeşiniz ise size bağırıp çağırır. Siz ise kırılmışsınızdır ama artık belli etmiyorsunuzdur. Kendi içinizde yaşıyorsunuzdur kalp kırıklığınızı…

Artık sizinle hiçbir şeyini paylaşmıyordur. Sizde onlardan duyuyorsunuzdur. Artık ortak sırlarınız yoktur. Bir zaman sonra sizde ona hiçbir şey anlatmamaya başlarsınız.

Ama hala ona değer veriyorsunuzdur. Sizin ise onun gözünde eskisi kadar değeriniz yoktur. Sizinle konuşurken çok sıkılıyordur. Bu kadar şeyden sonra sizde artık aranızdaki bağın güçlü olmadığı kanaatine varmışsınızdır.

Yani aranızdaki bağ halatla değil de pamuk ipliğiyle bağlıdır.
 

27 Eki 2012

Hayalimdeki Arzular ve İhtiraslar - Erin Quinn

Shealy yemek yedikleri restoranın önünde babasıyla İrlanda’ya gitmek için kavga ederken aniden karanlıkta iki ayrı pencere açılır. Birinde dünyanın tüm yükünü omzunda taşıyan kehribar gözlü, güçlü bir savaşçı diğerinde ise beyaz mermerlerle kaplı malikânesinde oturan zalim görünüşlü bir yabancı vardır. Her ikisi de Shealy’ye sahip olmak istemektedir… Aralarındaki kavgayı kazanan kadını alacaktır. Kavga bittiğinde Shealy kendini zamanı olmayan, lanetlenen insanların vahşi yaratıklara yem olduğu Fennore Adası’nın kalbinde bulur. Yanındaki erkek ise… Korkularını, düşüncelerini, bedenini ve tüm savunma duvarlarını yakıp yıkacak; onu koruyacak tek aşkıdır… Ama kehanet, adamın aynı zamanda onun katili olacağını söyler…
Yazarın iki kitabını okuduğum için bu kitabının da diğer iki kitabı kadar mükemmel olduğunu düşünüyorum. Herkese öneririm.

Artık Ruhunu da Besle! - M. Ender Saraç



Siz onu hep fiziksel şişmanlığa en doğru çözümleri bulan uzman hekim olarak tanıdınız. Sağlıklı beslenme konusundaki önerilerini dinlediniz, uyguladınız.

Milyonların sevgilisi Dr. Ender Saraç bu kitabında ise 'yaralı ruhları' tedavi ediyor! Stetoskopuyla insanların 'içini' dinliyor. Doğumdan yaşlılığa yaşamın her dönemi için 'manevi gıdalar' öneriyor. Gereksiz yere acı çeken ve çareyi hep 'dışarıda' arayanlara sesleniyor.

Ruh doğru beslenirse, birçok hastalığın da kendiliğinden iyileşeceğini müjdeliyor. Evlilik, iş, başarı, huzurlu yaşam gibi konularda bir türlü amaçlarına ulaşamayanlara da şeytanın bacağını kırmanın ipuçlarını veriyor!

Ona göre ruha en faydalı gıdalar, Allah'ın güzel isimleri! Ender Saraç, Esmaü'l Hüsna'yı günlük yaşamdaki negatiflikleri pozitife çevirmek için nasıl kullanacağımızı anlatıyor. Özel tasarladığı 40 Günlük Tefekkür Diyeti'yle ise ağırlaşan şehir insanını 'hafifletmeyi' hedefliyor.

Artık Ruhuna da Besle! kalbi harekete geçirmek için yazıldı! Ruhun vitaminlerini doğru kullanmak, içinizi karartan düşünce ve sorunların kaynağına inerek onlardan kurtulmak, manevi bir detoksla karanlıktan aydınlığa çıkıp huzur içinde yaşamak istiyorsanız bu kitap tam size göre.

26 Eki 2012

Doğru Kıskançlık

Arkadaşlarınla takılıyor, kafeye gidiyor ve konuşuyorsun. Ortam çok güzel ve gülüp eğleniyorsun. Ortamda güldürmeyi sağlayan kişi sensin ve bundan büyük mutluluk hissediyorsun. Ve birden büyü kaybolur! Yeni gelen biri masaya oturur ve birden bütün herkes ona odaklanır. İçinde mutluluk kaybolur ve rahatsızlık etkisi oluşur. Ne oldu? Az önce söylediklerin gülen arkadaşların, şimdi niye onun söylediklerine gülüyor?

İşte arkadaşlar arasındaki kıskançlık böyle başlar. Herkes egosunu zedeleyen kişilerden nefret eder. Aynı biraz önceki anlattığım durum gibi… Sevgililer de böyle mi? Hayır!

Sevgili durumları ayrı bir şeydir. Çoğu kız kıskanılmaktan hoşlanır. Erkeğinin onu sahiplenmesi, güvendiği erkek arkadaşları bile olsa onun yanında ayrı davranmak istemedi, her zaman sevgisini göstermesi… Daha birçok şey! Ama günümüz kıskançlıkları çok farklı. Nasıl mı? Kılık-kıyafete çok karışılması, saat kaçta dışarı olursa olsun hemen eve gitmesini istemesi, arkadaş çevresine aşırı derecede karışması, kızın yapacağı mesleğe karışması, telefonunu hep kurcalaması… Gerisini biliyorsunuz. Bunların çoğu kıskançlık değil güven eksikliklerinden ibarettir.

Ama gerçek sevgide kıskançlık bunlar değil. Daha farklı ve kıskanılmak kızın hoşuna gitmesiyle alakalıdır. Kızlarında böyle aşırı kıskançlıkları olmuyor değil. Onlarda telefon, kız arkadaşlara karışma gibi şeyler yapar. Ama söylediklerimin çoğunu erkekler uygulamakta. Bunlar yüzünden büyük kavgalar bile olur.
Gerçek kıskançlık; Kız güzel bir elbise giydiğinde erkek gözlerini kısıp “Bugün beni çıldırtacaksın değil mi? Sanırım sana bakan bütün erkeklerin gözleri oymam gerekiyor!” diyerek alaylı ve kıskançlığını ortaya çıkarması. Ama asla gidip giyindiği kıyafeti değiştirmesini istememeli. Ne kadar kıskansa da o elbisenin kendisinin ne kadar hoşuna gittiğini kabullenmesi gerek. Saat akşamın dokuzu ve kız bir arkadaşının evinde. Sevgilisine bunu söylediğinde hemen soru yağmuruna tutup eve gitmesini söylememeli. Onun yerine, “Eve fazla geç kalma. İt kokup sokakta dolanıyor çıkmadan beni ara seni eve bırakırım!” demeli. Ya da fazla geç kalmamasını söylemeli. Kızın arkadaş çevresine aşırı karışmamalı. Eğer kıllandığı biri olursa sevgilisine emrederek onunla arkadaşlık etmeyi bırakması yerine dikkat etmesini söylemeli. Her iki cins birbirinin telefonlarına asla bakmamalı. Bu kıskançlıktan çok güven zedeleyici bir durumdur.

En çok erkeğin davranışlarından örnek verdim ama bunları kızlarda yapmakta. Sevgilinize aşırı değil ama kıskançlığınızı göstermek ilişkiyi güçlendirir. Ve bunu sevgilinizi kısıtlayarak değil, çevredeki insanları göstererek yapmalıdır. Yok şunu yapma, yok bunu yapma demekle olmaz. 

25 Eki 2012

Eski Bayramlar



Bilmem farkında mısınız, bayram daha geldi diyemeden geçiyor bile. İnsanlar bayram sevincin yaşayamadan bayram bitiyor.

 

Bence bizler şimdi bayramların ne demek olduğunu bilmiyoruz. Yaşımdan dolu eski bayramları bilmesem de büyüklerimden sıkça duyarım. Eskiden bayramlar gelmeden eve bir şenlik gelirmiş, evleri heyecan ve mutluluk sararmış. Şimdi birçok insan sadece önemli gün olarak görüp ibadetlerini yerine getirdikten sonra tatillere gidiyorlar. İnsanlar büyük ziyaretlerine neşeyle değil, sırf gitmek zorunda olduklarını hissettiklerinden, bir sorumluluk, vazife gibi görüp gidiyor.

 

Gelelim benim neden bunları sizinle paylaştığıma… Ben eski bayramları görmek istiyorum. Bayramlara sadece tatil gözüyle bakmak istemiyorum. Ne bileyim, böyle neşeli ortamlar olsun istiyorum. Gittiğim yerlerde güzel karşılanmıyorum dersem yalan olur ama o sevinci o mutluluğu da göremiyorum.

 

Neyse, yazıyı güzel şeylerle bitireyim. Umarım bayramı güzel geçirin. Ceplerinizden harçlık, yüzünüzden gülümseme eksik olmasın. İyi Bayramlar! 

 

Bu yazı hakkındaki yorumlarınız bekliyorum! :) 

Bu ilk yazım ..

[dropcap]M[/dropcap]erhaba, ben Türkü Sevil.
14 nisan 1995 İstanbul  doğumluyum ve İstanbul'da yaşamaktayım.  . Heyecanlıyım çünkü İlk defa bir web sitesinde köşe yazarı olarak yazılarımı yazacağım. Siz okuyucularımla havadan sudan biraz oradan buradan güzel şeyler paylaşmaya çalışacağım umarım sizde paylaşımlarımı beğenirsiniz ...

Bu ilk yazım. Aslında çok uzun zamandır yapmak isteyip de, her zamanki gibi ertelediğim birşeyi gerçekleştiriyorum şu anda. Ertelemelerimin tek sebebi ise korku. Başarabilir miyim, komik mi olur, içeriklerim yeterli olur mu, okunur mu vs... gibi sorular dönüp durdu kafamda... Sonra dedim ki kendi kendime; "kimse okumasa bile vakit geçirmiş olursun, boşver." İşte böylece başladım yazmaya... Bu arada bana sayfasında yer verdiği için site sahibinede buradan teşekkürlerimi sunarım ... Her zaman olumlu yada olumsuz yorumlarınıza açığım tabi sevgi saygı çerçevesinde :)



Bayramda nereye gitmeli ...

Bayramın ilk günü akrabalar bayramlaşmalar derken kendimizi sinema salonuna atı veriyoruz peki vizyonda ne mi var ;


[one_third][/one_third]
[one_third]Ne yapacağız neler edeceğiz nereye gideceğiz derken kendinizi sinemada bulursanız şaşmayın .

Evet haftanın filmleri gerçekten güzel tavsiye ederim yada fragmanlarına bakıp güzel bir film beğenebilirsiniz. Mesela baş rollerini Kenan İmirzalıoğlu ve Tuğçe Kazaz 'ın oynadığı UZUN HİKAYE filmi süperdi duygusal ve anlamlı.

Bayramı fırsat bilip evden biraz kaçmak gerek sadece sinema değil farklı aktiviteler olabilir tiyatro , konser , lunapark v.b.
Herşey gönlünüzce olsun iyi eğlenceler .. [/one_third]
[one_third_last] [/one_third_last]

24 Eki 2012

Kurban Bayramınız Mübarek Olsun



Yarın Kurban Bayramı, kurbanlar kesilecek sevap niyetiyle etler dağıtılacak herkese. Yürekler bir olacak gönüllere kilitlenecek. Gökler rahmet bereketiyle yağmurlar boşaltacak yeryüzüne. Yarın hepimizin yüreği şenlenip bayram sevinciyle coşacak. Hepimizin Kurban Bayramı bugünden kutlu olsun.


Her şey güzel olsun bizim evimiz olsun TURKUAZ

Her şey güzel olsun bizim evimiz olsun TURKUAZ


 

Her şey güzel olsun bizim evimiz olsun . Her insan evinin çok güzel ve temiz olmasını ister . Birde işin içine dekorasyon girince vay haline ev hanesinin ..  

En yakın  arkadaşımın odasının boyası solup sarardığından odasını boyatmaya karar verdi. Birlikte bir yapı markete gittik gez dolaş kocaman yer :) Boyanın yanı sıra aksesuarlara da baktık bir güzel avize , vazo ve tablo aldık .. Gel gelelim boya ya sıra geldi. Sıradan renklerden bıkan arkadaşım nasıl bir renk yapacağını düşüne dursun önümüze önce bir renk kartelası verdiler 30 -40 civarı hazır renk vardı . Ama arkadaşımın hayalindeki o turkuaz rengi o kartelada olmayınca bu sefer özel renk denilen bir kocaman kartela getirdiler bu kartelada  içinde 1001 renk olduğunu söylediler.



 

Arkadaşım ve ben birbirimize bakı verdik. Gerçekten de tüm renklerin tonları içinde vardı vardı. Ve hemen oracıkta 2 dk içinde beğendiğiniz renk yapılıyormuş. Mavi renklerin tüm tonlarına baktık 3-5 tonu değil 20- 30 tonu var :) derken arkadaşım turkuazını buldu ..

Hemen bilgisayara kodunu girip boyayı hazırladılar. Her şey teknoloji olmuş böyle al eline bir karıştırıcı karıştır babam karıştır yok onunda makinası var 1 dk da karıştırıp bize istediğimiz rengi gösterdiler. Süperdi arkadaşım renge aşık oldu :) çok beğendi şimdi evini boyamıştır herhalde :)

 

ve arkadaşımın hayalindeki odası :)

22 Eki 2012

ŞARKILAR

 ŞARKILAR

Hayatımızın birçok anında şarkılar yanımızdadır. Kimi zaman onları dinleyerek rahatlar, gevşeriz; kimi zamanda onlarla hüzünlenir, eski anıları düşünürüz.

 



 

Aslına bakarsak seçtiğimiz şarkılar genellikle o anki ruh halimize hitap eden şarkılardır. Yapılan araştırmalara göre, insanlar canları sıkkın olduğunda veya üzgün olduklarında, daha yavaş şarkılar tercih ederken, mutlu,neşeliyken daha ritimli şarkıları seçiyor. Yani ruh halimiz o anki şarkı seçimimizde büyük bir etken yaratıyor.

 

[dropcap]B[/dropcap]enim bu yazıyı yazma nedenime gelirsek... Sizlere birkaç ufak tavsiyede bulunup bu yazıyı sonlandıracağım. Kendi adıma konuşuyorum, özellikle canımın sıkkın olduğu, kötü şeyler yaşadığım günlerde kendimi daha da üzmek, sıkıntıya sokmak yerine neşelenmek için hareketli şarkıları tercih ederim. Bu sayede can sıkıntımı giderir, daha farklı bir havaya bürünürüm.

 
Eğer sizde böyle durumlarda o sıkıntıyı üzerinizden atmak istiyorsanız, mutluyken hoşunuza giden şarkıları açıp dinleyebilirsiniz. Tabii bir yandan da yapmaktan hoşlandığınız bir şeyler de varsa onu da beraberinde yapabilirsiniz. 

Kurban Bayramı Yaklaşırken ki Heyecan !

Kurban Bayramı Yaklaşırken ki Heyecan !

Yavaş yavaş yaklaşırken bayram .. Çoluk çocuk , genç , yaşlı demeden herkezi sarar heyecan. Büyüklerin gözleri eski bayramları arar . Küçükler ise eskileri bilemedikleri için yeni bayram ile mutlu olurlar yada olmaya çalışırlar. Herkezin dilindedir oysa " Nerede o eski bayramlar . " cümlesi ....

Eskiden olsa bayram telaşı on , onbeş gün öncesinden başlar , alışverişler yapılır , kıyafetler alınır , misafirlere ikramlar çörekler börekler hazırlanırdı . Şimdi ise songünlere kalan heycanımız bayram gelince kısa sürede biter ..

[dropcap]O[/dropcap]ysa bayram sevinç günüdür. Mutlulukların paylaşıldığı, dargınlıkların barıştığı, uzakta bulunan gurbet hayatı yaşayan vatandaşın baba yurduna gelmeleri, sevinçle coşkuyla karşılandığı mutlu günledir. Dilerim bu mutlu gün ve heyecan hiç bitmez ....

 

 

 

 
Güzel Düşünceler Nefeslere Dolarsa Güzel Dualar Olur, Dua ise Yüce ALLAH’a Gider Nur Olur, Gökyüzünde Buluşan Dualarımızın Nurlanması ümidiyle Bayramınızı Kutlarım.

20 Eki 2012

Sümeyye Akarçay - Rehine

Rehine - Sümeyye Akarçay

Sosyetenin Asi Gül'ü olarak bilinen Esma Hazne, herkesin dikkatini çekebilecek doğal güzellerdendir.

Hayatının rutin işleriyle uğraştığı bir gün, siyah takım elbise içindeki adamlar tarafından zorla arabaya bindirilerek Türkiye'nin hiç bilmediği bir yöresine götürülecektir. Başına gelenleri bilmeden, gözlerini hiç tanımadığı bir evde, farklı bir hayata açacaktır. Mafya kılığındaki yakışıklı Patron
n'la tanışınca, asi kalbine söz geçirip ondan nefret edecektir. Ama nefretinin aşkından büyük olduğunu sanırken aşkın daha büyük olduğunu çok geçmeden fark edecektir.
Adam kaçırmadan başının belaya gireceğini bilen ama maalesef yapmak zorunda kalan Baran Gökdağ ise, hayatının bu asi kız ile renkleneceğini tahmin bile edememiştir. Durumunun tadını çıkarmayı amaçlayıp, bu aksi güzele ders vermek için kendince oyun başlatan Baran, ilerleyen zamanlar da avcıyken av olmanın nasıl bir duygu olduğunu öğrenecektir.
Ama unutulan bir Nişanlı, bütün planları mahvedecektir. Aşklarını ne kadar içlerinde yaşasalar o kadar büyük bir girdaba girecek ve en sonunda oyunu Aşk kazanacaktır..!
Tabi... eski nişanlının başlarına bela olacağını bilmeden...Tılsımı güçlü olan kolyenin yarattığı aşk dolu maceraya var mısınız?


Her Zaman 'Küçük Bir Tartışma'

İlişkilerin tartışma kısmını konu almak istiyorum. Her ilişkide nedeni saçma olsa da büyük tartışmalar olur. Buna çok şahit olmuş biriyim. Okul, iş, aile, çevre… Her yerde! Ufacık bir şeyi haksız yere uzatanlar ve diğer kişinin kabullenmesini bekleyene kadar geri çekilmeyenler vardır. Ben bunları çoğunlukla erkeklerde gördüm. Burunları havada geri çekilmeyeceklerini söyleyip, sevgilisine arkasını dönerler. Kız sonunda pes ederek erkeğin haklı olduğunu kabullenirler.
Bir küsüp, bir barışan çiftlerin ilişkileri bana göre sağlam değildir. Yürütemezler… “Kavgalar birlikteliğin tuzu biberidir.” Sözü vardır. Bunun doğru olduğunu savunuyor musunuz? Ben savunmuyorum. Neden, diye soranlarınız var değil mi?

Çünkü; Çiftler birbirini anlamalıdır. Tabii kendinize göre mükemmelliği bulursanız olur. Kavgalar çıkmaya yakın haksız olan sevgili geri çekilip kabullenmelidir. Haksız olduğunu kabullenenler benim gözümde büyük bir erdem sahibidir.

Ha, haklı olup kabullenenleriniz ilişkide tartışmak istemeyenleriniz vardır. Bu çoğunlukla ilk paragraftaki gibi kadınların yaptığı bir davranıştır. İlişkiyi bitirmekten korkarlar, sevdiklerine bağlıdırlar. Birçok kadın (kız) ilişkilerini büyük kavgalar sonucu çatlamaması için haksız olduklarını söyleyip tartışmayı sonlandırırlar. Benim gözümde haksızlığını kabul edip tartışmayı bitirenlerden bile daha büyük erkem sahibi oluyorlar. Gururlarını, geri çekilmeme savaşını, kararlılığını… Ve bunun gibi büyük hislerini hiçe sayarak haklı yere, haksız olduklarını söylerler. Kendi gözlerinde küçüldüğünü hissederler. Erkeklerde de böyleleri elbet vardır. Ama nadir ve nesilleri tükenmiş olarak bilirim.

 

Mutlu Olmak Sizin Elinizde


Mutlu Olmak Sizin Elinizde 



Mutlu olmak… Mutlu olmanın verdiği yaşam enerjisini, isteğin farkında mısınız?

[dropcap]M[/dropcap]utlu olmak hayatımıza çok şey katar aslında. İnsanlar, mutluyken işlerini daha büyük bir zevkle yapar, diğer insanlara daha olumlu yaklaşır… Kısacası, mutlu olmanın birçok artısı vardır.

Peki mutlu olmamız neye bağlıdır? Hayata, yaşadıklarımıza, çevremizdeki insanlara, ilişkilerimize… Aslında biraz önce saydıklarımın hiçbirine bağlı değil. Neye bağlı biliyor musunuz? SİZE!
Mutlu olmak sizin elinizde! Nasıl mı? Mutluluk dokunabileceğimiz, görebileceğimiz bir şey değildir. Bir histir ve bazı hisleri yönetmek bizim elimizdedir. Kendinizi nasıl odaklarsanız öyle yaşarsınız. Hayatımızdan her şey mükemmel gitmedi ya da aksilikleri çıktı diye mutsuz olmamız gerekmez. Aksine ‘Bu kadar şey oluyorken ben yine bunlara sahibim!’ diyerek mutlu olmalıyız. Mutluluk insanların azim gücünü arttırır, umutlanmasına yardımcı olur.

Uzun lafın kısası; her şeye rağmen mutlu olun. Çünkü hayat siz mutluyken de mutluyken de geçiyor. Ve bu hayatı iyi ya da kötü, mutlu ya da mutsuz yaşamak SİZİN ELİNİZDE! 

Kadınlar Ne İster



Kadınlar Ne İster

Elliott Katz hedefi tam on ikiden vurmuş. Asırlar öncesinden söylenen ve pek çok kişinin yararlandığı düşünceleri ortaya atarak otoriter, kötü muamele uygulayan ya da kontrolü elinde tutmaya çalışan değil de, kadınların istediği tarzda modern bir erkek olmak için neler yapılması gerektiğini anlatmakta.

“İlişkilerinde ödün veren taraf olduklarını hisseden ve bekledikleri karşılıkları alamamaktan şikâyetçi olan erkeklerin ve gerçek bir erkekle ilişki yaşamayı dileyen kadınların kesinlikle okuması gereken bir kitap.” Aryeh Pamensky“

Cesur ve yaratıcı bir kitap. Güçlü olmak, hükmetmek demek değildir. Yalnızca kadın ve erkek birlikte güçlü olabilirse gerçek anlamda yakın bir ilişkileri olabilir.” Steve Biddulph

Elliott Katz
ARUNAS YAYINCILIK

Çeviren: Burcu Çelik
Yayın Yılı: 2012
Kitap Kağıdı
108 sayfa
13,5x21 cm

18 Eki 2012

UZUN HİKAYE

Ölümsüz AŞKLAR ve YAŞAM mücadelesi ;
[dropcap]A[/dropcap]şkı , cesareti , doğruluğu , dürüstlüğü ,  çalışkanlığı ve en önemlisi sevgiliye bağlılığı anlatan bir sinema filmi. Bu yüzden yer yer kasaba kasaba dolaşan aileye siz nerelisiniz diye sorduklarında "  SevdaKöylü " demeyi göze alan bir aşk filmi
1940'lı yıllardan başlayarak 70'li yıllara kadar uzanan öyküsü ile hem hüzünlü, hem de neşeli ve heyecanlı bir film olan Uzun Hikaye'nin yapımcılığını ve yönetmenliğini Osman Sınav üstlenirken, senaryo Yiğit Güralp'e ait. Edebiyat dünyasının tanınmış isimlerinden Mustafa Kutlu'nun aynı adlı eserinin sinemaya uyarlanması olan filmin başrolünü Kenan İmirzalıoğlu üstlenirken kadroda kendisine Tuğçe Kazaz, Ushan Çakır, Altan Erkekli, Güven Kıraç, Zafer Algöz ve Cihat Tamer gibi önemli isimler eşlik ediyor...

Bulgar Ali küçük yaşta yetim kaldıktan sonra Pehlivan dedesi Süleyman ile Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelen bir Balkan göçmenidir. Ali'yi dedesi mert ve eşitliğe inanan bir insan olarak büyütür. Delikanlılık yıllarında aşık olduğu Münire'yi ailesi ona vermeyince kaçıran Ali'nin hayatı bundan sonra sevdiği kadınla birlikte tren istasyonlarını arasında kasaba kasaba gezip, nerede tutunabilirse orada yaşayarak geçer. Bu arada Mustafa adında bir de oğulları olur. Fakat geçimini daktilo bilgisi, katiplik, muhasebe kaydı tutma gibi işlerle kazanan Sosyalist lakaplı Ali haksızlığa katlanamayan kişiliği nedeniyle, en basit eşitlik istediği kasabadan dahi bencil ve çıkarcı insanların kumpası nedeniyle kovulur. Bu arada Mustafa da büyümekte ve kendi hikayesini oluşturmanın peşindedir... İzlemeye değer bir sinema filmi .. 

 

 

Bir insanın ortalama ömrü böyle geçiyor!



 

Ortalama ömrünüzü nasıl geçirdiğinizi hiç düşündünüz mü? Bu sonuçları görünce aslında yaşamak için geriye ne kadar az zamanınız kaldığını göreceksiniz.

Sabah'ın haberine göre, insanoğlu yaşamı boyunca ne kadar yol yürüyor, ne kadar kelime konuşuyor, ne kadar uyuyor kaç yıl çalışıyor? Bilim adamları aslında sadece beş yıl yaşadığımızı ileri sürüyor.

Bakın insanın ortalama hayatı nasıl geçiyor.

2 yüzme havuzu dolduracak kadar tükürük salgılıyor.

25 bin beygir gücü enerji harcıyor.

300 ton ağırlık kaldırıyor.

105 gün suda kalıyor.

26 yıl uyuyor.

Ortalama 2 yıl telefonla konuşurak geçiyor.

130 bin km yol yürüyor.

90 milyon kelime konuşuyor.

18 yıl ayakta duruyor.

İnsanın maddi değerine gelince:

Bir insanda 7 kalıp sabun yapacak kadar yağ bulunuyor.

Orta boy çivi yapacak kadar demire sahip.

Bir kahve fincanını dolduracak kadar şeker bulunuyor.

Küçük bir tavuk kümesini badanalayacak kadar kireç var.

2000 kibrit yapacak kadar fosfor bulunuyor.

Ufak bir topun atımına yetecek barut için potasyum var.

Bir insan ortalama 70 yıl yaşar. Bunun yarısını gece yaşar ve bu süreçte genelde uyur. Geriye 35 yıl kalır. Bu 35 yılın 5 yılı çocukluktayken geçer ve anlaşılmaz. 5 yılı da yaşlanınca gider ve yaşantının bu kısmından da fazla birşey anlaşılmaz. Geriye 25 yıl kalır. Bu 25 yılın 15 senesi çalışarak geçiyor, geriyo 10 yıl kalıyor. Bir de tuvalet banyo gibi ihtayaçlar var bunlara da 5 yıl gider.

EE

16 Eki 2012

Haftasonu Dekorasyon Keyfi

Haftasonu Dekorasyon Keyfi

Sonbaharın başladığı şu günlerde dekorasyonla dolu keyifli bir haftasonu geçirneye ne dersiniz? İşe balkonunuzu sonbahara hazırlayarak başlayabilirsiniz. Sonbahar bitkileri, belki sandalyenin arkasına koyacağınız, sizi ısıtacak bir şal size bu konuda yardımcı olabilir.  Balkonunuz sonbahara hazırsa güne güzel bir kahvaltı ile başlayabilirsiniz.



Kahvaltının sonrasında bir sağlık yürüyüşü çok iyi olacaktır. Bu yürüyüş sırasında topladığınız çiçeklerle evinize haftasonunda renk katabilirsiniz.

Yürüyüşün ardından yorgunluğunuzu atmak için keyifle kahvenizi içerken, kitabınızı okuyacağınız bir köşe hazırlamaya ne dersiniz?

Sıra aile yada dostlarla yenilecek güzel bir akşam yemeğine geldi. Şık bir sofra sizi ve misafirlerinizi bu güzel haftasonunda mutlu etmeye yetecektir. Sofranızda konuklarınıza küçük süprizler hazırlayabilirsiniz.

Banyoda Güzellik

Banyoda Güzellik

Neden tuvalet masanız banyoda olmasın? Böylece banyoda güzelliğinize güzellik katabilirsiniz.

Banyonuz yeterince büyükse tuvalet masanızı banyonuza yerleştirmeniz hoş bir fikir olabilir.

Tuvalet masanız lavabo ile birlikte yer alabileceği gibi banyonuzda farklı bir köşede de durabilir.

Tuvalet masanızı banyoya yerleştirerek yatak odanızda yer kazanmış olursunuz.

Banyonuzun dekorasyonuna uygun modelde bir tuvalet masası ile banyonuzda ayrı bir şıklık yaratabilirsiniz.

Dekorasyon Fikirleri

Dekorasyon Fikirleri



Neden bir sandalye sehpa olarak kullanılmasın? Özellikle antika değeri olan veya eski sandalyeleri oturma amacının dışında sehpa olarak kullanmak çok şık olabilir. Sandalyeleri salonda bir yan sehpa olarak kullanabileceğiniz gibi yatak odalarınızda da yatak başı komodini niyetine kullanabilirsiniz. Bu sandalyelerin çok şık ve dekoratif duracağına eminim.

Keyif Köşesi

Keyif Köşesi

Evimiz, huzur bulduğumuz yer. Evinizi dekore ederken aile bireylerinin keyifle oturacakları rahat köşeler hazırlamayı ihmal etmeyin.

Keyif bazen sıcak bir fincan kahvenin eşliğinde kitap okumaktır.

Bazen ayaklarımızı uzatıp derinlere dalmaktır.

Bazen günün yorgunluğunu televizyon karşısında atmak istersiniz.

Bazen de sıcak bir sohbet evdeki en keyifli anınızdır.

Evinizde rahat ve huzur dolu bir köşe yapmak için aslında fazla birşeye de ihtiyacınız yok.

Rahat bir koltuk, belki ayaklarınızı uzatacağınız bir puf.

Koltuğunuzun yanında bir sehpa, şirin bir abajur ve sevdiklerinizin fotoğrafları bu köşe için yeterli olacaktır. Keyifle keyifli köşeler hazırlamanızı dilerim.

Modern Mutfak Modelleri

Modern Mutfak Modelleri

Evin en önemli bölümlerinden birisidir mutfak. Modern yaşamın devamını evinizde de devam ettirmek istiyorsanız mutfağınızı da modern bir tazda dekore etmelisiniz.

Modern olmak adına tekdüzelikten kaçının. Sade bir çizgisi olan mutfağınızı aksesuarlarınızla renklendirin.

Mutfağınızda dolaplarınızı kendi kullanımınıza uygun olarak tasarlayın. Günlük hayatta nelere ihtiyacınız olduğunu düşünün ve kullanmadığınız fazlalıklardan kurtulun.

Bir mutfağın kullanımı kadar temizliği de önemlidir. Mutfağınızda fazla kir tutmayan kolay temizlenen malzemeler kullanın.

Mutfağınızda en azından sabahları hızlı bir kahvaltı için bir yemek köşesi hazırlayın.

Güne başladığınız mutfağınızda renk kullanmaktan çekinmeyin. Renkli bir mutfakla güne de renkli başlarsınız.

Modern mutfağınıza şıklığı halı, perde, aydınlatma gibi aksesuarlarla kazandırın.

Doğadan Mumluk

Doğadan Mumluk

Doğadan yardım alarak birbirinden şık mumluklar hazırlayabilirsiniz. Defne yaprakları, lavanta dalları, çeşitli çiçekler size bu konuda yardımcı olabilir. Bu basit ve kolayca yapılabilir fikri sizde evinizde uygulayın.

Yemek Odası Sandalye Seçimi

Yemek Odası Sandalye Seçimi

Yemek odanıza sandalye seçerken size fikir verecek birkaç öneriyi bu yazıda bulabilirsiniz. Yemek odanızı tamamen değiştirmeseniz dahi buradan alacağınız küçük fikirlerle yemek odanızda farklılıklar yaratabilirsiniz. Bütün sandalyeleri aynı model seçmek yerine masanın iki başına birer adet kolçaklı sandalye koymaya ne dersiniz?

Masanızın başına kolçaklı bir model seçebileceğiniz gibi diğer sandalyelerden model ve doku olarak tamamen farklı bir model de yerleştirebilirsiniz.

Özellikle köşelerde kalan yemek odaları için bir kanepe veya sedir ve onu tamamlayan sandalyeler şık bir seçim olabilir.

Kanepe veya sediri masanızın uzun kenarına yerleştirebileceğiniz gibi masanın başında da rahatlıkla kullanabilirsiniz. Yemek odanızın şekline göre oturma düzenini kurabilirsiniz.

Yemek masanızı bank ve taburelerle de tamamlayabilirsiniz. Tabure ve bank modelinde arkalık olmadığı için odanın görüntüsü kesilmeyecek ve odanıza daha ferah bir hava gelecektir.

Yemek odanızın klasik görüntüden çıkmasını istiyorsanız ikili bir kanepe yanında tekli bir sandalye şeklinde farklı oturma grupları oluşturabilirsiniz. Sandalyeleri farklı şekillerde yerleştirebilirsiniz.

Yemek masanızın etrafına aynı model sandalyeler koymak yerine aynı türden ancak farklı modellerde sandalyelerle de farklığı ve şıklığı yakalayabilirsiniz.