26 Kas 2012
Meşhur Olmak
Şöhret, efsunlu bir kelime. Görenlerin, duyanların başını döndürüyor. Şöhret, tanınmanın, sevilmenin hayranlığın, en üst seviyesi. Şöhret onca sevgi gösterisinin bir cilası. Şöhretin ilerisi, meşhur olmak. Ama kimin gözünde meşhur olmak…
Evet, herkes şöhretin nimetlerini tatmak ve meşhur olmak ister. Bu, insanın fıtratında var. Yol ayrımı ise iyiliğin ve kötülüğün şöhreti…
Hadi biraz düşünelim. Dünyada 7 milyar insan var ve dahası da var, sizden sonra. Meşhursunuz, en iyisi sizsiniz, her gün televizyon, gazete, sosyal medya peşinizde… Ve sizin şöhretiniz 1 milyara ulaşsın…Yani artık meşhursunuz… Siz vazgeçilmezsiniz… Egonuz,nefsiniz kaf dağınının tepelerinde… Ve öldünüz ya da hayattasınız diyelim. Şu soruyu kendimize soralım ve meşhurluğun, şöhretin mizanını, sınırını çizelim.
Dünyada 7 milyar insan sizi tanısa, kabul etse hayranlık duysa kainatın efendisi Peygamber Efendimiz sizi tanımamış veyahut siz onu tanımamışsanız meşhur olmanın bir faydası var mıdır? Ve kainatın, mahlukatın yaratıcısı bir olan Hazreti Allah’ı tanımamış iseniz ve varlığınızdan O’nu haberdar etmemiş iseniz meşhur olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?
Şimdi bir de tersinden soralım.
Bütün dünya sizi bilmiyor; lakin sizbütün alem-i mükevvinatı bilen Hazreti Allah’ı biliyorsanız, uhrevî hayatın sonsuzluğunda sizden daha meşhur biri var mıdır? Dünyada sizi sadece bir insan tanıyor ve sizi 6.999.999.999 kişi tanımıyor olsun. O tanıyan da Peygamber Efendimiz… Söyleyin şimdi, yarın ruz-u mahşerde sizden daha meşhur birini tanıyor musunuz?
Sadık Sermen / İstanbul
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder