Evlilik aşkı öldürür derler. Nasıl öldürsün ki? Uzaktayken özlediğiniz kişiyle şimdi aynı evdesiniz. Aynı odayı paylaşıyorsunuz. Aynı havayı soluyorsunuz. Özleminizi gideriyorsunuz. Konuşuyorsunuz, gülüyorsunuz. Film izliyorsunuz. Beraber yemek yapıp mutfağı dağıtıyorsunuz. Bu etkinlikler çerçevesinde birbirinizi daha çok tanıyıp daha da aşık oluyorsunuz.
Ve bu evlilikten ikinize ait bir bebek dünyaya geliyor. Düşünsenize ikinizden bir parça. Bebeğinizle mutluluğunuz 2 kat daha artıyor. Bebeğinizin ilk adımlarını, ilk konuşmasını beraber kutluyorsunuz. Beraber bir ömür geçiyorsunuz. Yaşlanıyorsunuz. Çocuklarınızı büyütüyorsunuz. Okulun ilk gününde beraber destek oluyorsunuz. Mezuniyetinde çocuğunuzla aynı heyecanı paylaşıyorsunuz.
Aşkınız daha da büyüyor. Çocuklarınız evlenip gidince baş başa kalıyorsunuz. Hala birbirinize aşk sözleri söylüyorsunuz. Birbirinize aşkla bakıyorsunuz.
Torunlarınız doğuyor. Bana benziyor diye tatlı tatlı kavga ediyorsunuz. Torunlarınıza aşk hikayenizi tanışmanızı, evlilik teklifinizi anlatıyorsunuz. Anlatırken de o anları tekrar yaşıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Torunlarınız ise hikayenize imreniyorlar.
Hayatınızdaki en güzel yılları geçirdikten sonra mutlu bir final yapıyorsunuz. Sizin için en güzel final tablosu oluyor.
İşte buradan anlıyoruz ki evlilik aşkı öldürmüyor. Aksine daha da güçlendiriyor. Bağların güçlenmesiyle birbirinize sımsıkı sarılıyorsunuz. Eğer bu gerçek bir aşk evliliğiyse tabi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder